Gerçekten özgür müyüz?
Yaşadığımız bu hayata bizi zincirlerle bağlayan nedir?
Tekdüzeleşen ve içten içe sıkıldığımız 8-5 mesaiye bizi bağlı kılan nedir?
Hiç esaretin sebebi evinizi, koltuk takımınızı, buzdolabınızı satıp gitmeyi, veya bir gün -gerçek bir gün- yaşamayı hakikaten hiç düşünmediniz mi?
Peki, denemekten çok uzakta olduğunuz bu hayatın yaşanmış olduğu, hatta en marjinal, istemeyeceğiniz kadar doruklarında yaşanmış olduğu, size anlatılsa… Hem de bir hayalet tarafından…
Mülkiyetsizliği şuur edinmiş Hayalet Oğuz, zahiren bizim içinde bulunduğumuz pencerelerden, ne camını ne çerçevesini bir türlü indiremediğimiz şu pencerelerden, baktığımızda acınacak, uğruna yardım kokteyllerine katılacağımız yoklukta bir yaşama sahip. İşin enteresan tarafı ise bu yaşamın seçilmiş olmasında yatıyor. Bir çoğumuz içinde yaşadığımız semti, yönetici tacı giydirdiğimiz hükümetleri ve daha nicelerini belirlemekten acizken; bir hayatı, hem de böylesi bir hayatı, seçmeye muktedir olmak kulağa pek inandırıcı gelmiyor olsa gerek.
Fakat onun seçtiği hayatın arkasında yatan fikriyatı görmek; bizim, modern çağ insanının, kendine ait olmayan bir hayatı hunharca harcadığını anlamayı sağlıyor. Mülkiyetimiz esaretimiz oluyor bir yerde ve Gündüz Vassaf’ın dediği gibi metalar alemiyle olan bu ‘aitlik körleştiriyor’ bizleri. Hayalet Oğuz, işte tüm bu hırslar ve sermaye çağının İbrahim Edhem’i oluyor. Ondan geriye edebiyat dünyasına bıraktığı sayısı belli olmayan çevirileri, sinema ile ölümsüzleşen senaryoları ve daha nice eserleri kalıyor.
‘Türk Edebiyatında Gölgesi Bedenin Büyük Kelebek Vizeli Mülkiyetsiz Bir Anarşist Hayalet Oğuz’ Haluk Alplaçin’in hayatı, fikriyatı, onu yazan-yazmayan dostları, kısacası a’dan z’ye hayatına dair bulgular sergileniyor. İçinde bulunduğumuz dünyayı anlamak için içinde bulunmadığımız dünyaları anlamak gerekiyor belki de. Hayalet Oğuz da yirminci yüzyılda eşi, benzeri az bulunur yaşamı ve mülkiyeti reddeden hayat tarzıyla, bugün çoğu insanın hapsolduğu çıkmazını aralıyor. Hayalet Oğuz’un sıra dışı yaşamı, bizi bağlayan zincirlere bir anahtar olma umudu, bu kitaba sahip olmak da umuda umut vermenin ilk adımının timsali.
Kitaba buradan ulaşabilirsiniz.
Taha Huzeyfe Aktaş
28/10/2020
Comentarios